Hüzün ve aşk doluydu. Sonra yürümeye başladılar. Yağmur, sürekli bir piyanonun notalarının arasından geçercesine, hafif bir melodi ile yağıyordu. Dört bir yanı kaplayan yoğun karanlıklar arasından birer gölge gibi geçiyorlardı. Birdenbire durdu. Gözüne yüksekte, ağaçların arkasında kara bulutlardan yapılmış gibi karanlık bir şekilde duran bir köşk ilişti. Garip bir yerdi. Köşk tam bir karanlık içerisindeydi. Yalnız bir penceresinden loş bir ışık süzülüyordu. Kalbi hızla atmaya başladı. Kolundan tutup onu oraya götürdü. O, pencerenin arkasındaydı. O an sanki onu ölü bulacakmış gibi hissetti. Gözleri perişan bir bakışla dört bir yanını saran karanlıkları, karanlıkların içinde birer heyula gibi duran ağaçları izliyordu. İki insanın da hayatı gibi karanlık ve ürkütücü duran bu köşk bundan sonra onların buluşma noktası olmuştu.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.