Bilim ile felsefe, birbirlerinden bağımsız alanlarmışçasına varlıklarını sürdürürler. Üniversitelerdeki felsefe öğrencilerinden fizik veya matematik, fen bilimleri öğrencilerinden ise felsefe bilmeleri beklenmez. Peki, bilim ve felsefe gerçekten birbirlerinden bağımsız alanlar mıdır? Hep böyle ayrı ayrı mı var olmuşlardır?
Viyana Çevresi adıyla ünlenen, tarihin önemli bilim filozoflarını bir araya getiren topluluğun üyelerinden olan Philipp Frank, bu kitabında bize durumun hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Frank’tan öğrendiğimiz kadarıyla, fizik veya geometri, kısacası genel olarak bilim, felsefi olmayan bir uğraş değildir. Bilimin çeşitli alanlarındaki büyük değişimleri değerlendirerek bize oldukça ilginç tarihsel bilgiler sunan Frank, bilim ile felsefenin aslında birbirleriyle iç içe geçmiş alanlar olduğunu anlatıyor. Bu iki büyük alan, zamanla ayrı ayrı uğraşlar gibi görünmeye başlamış olsa da aralarındaki bağ yok olmamış, yalnızca görünmez bir hal almıştır. Bilim ile felsefe arasındaki bağı anlamanın yolu ise Bilim Felsefesinden geçer.
Bilimin yalnızca kendisini değil, aynı zamanda uygarlığımızdaki yerini, etikle, politikayla ve dinle ilişkisini anlamak için doğa bilimlerini, felsefeyi ve beşeri bilimleri kapsayan tutarlı bir kavramlar sistemine ihtiyaç vardır. Bu tür bir sistem “bilim felsefesi” adını alır
-P. Frank-
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.