“Kim bilir,
nn
Bizim ardımıza hangi sözleri savuşturacaklar,
nn
Duyacağımızdan bile emin olmadan!
nn
Kimler neleri harf kalıplarına uyduracakta,
nn
Diğerlerinin sessizliğini kıracak.
nn
En az yağmuru bilen yanakların sahibi başlatacak belki de
nn
Konuşulmamasını bildiği halde.
nn
“Ne uyumsuz bir ikiliydi” diyecek,
nn
Sanki bir olmak için aynı olmak şartmış gibi.
nn
Biri ak, diğeri maviydi diyecek onun yanındaki,
nn
Renklerin bir önemi varmış gibi,
nn
İkimizde renk körü değilmişiz gibi.
nn
Sonra bizi en çok tanıyan sırılsıklam olmuş yanaklarını silecek
nn
Bu ölü konuşmaya can vermek istercesine kaldıracak başını eğdiği duadan
nn
Öyleydiler diyecek ve eklicek
nn
İki cihan bir araya gelse anlaşamazlardı.
nn
Fakat gelin görün ki
nn
İki cihanda da ayrı kalamadılar.
nn
Selam olsun,
nn
Son vedası için bana geldiğinde
nn
Son yolculuğuma eşlik edecek kişiye.
nn
nn
(Tanıtım Bülteninden)
nn
nn
n