BERZEM, ISFAHAN VE BAĞDAT ÜÇGENİNDE GÖLGE VE IŞIĞIN SAVAŞISelçuklulara dair nitelikli çalışmalarıyla tanıdığımız Erkan Göksu’nun kaleminden Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nda geçen bir roman: Berzem. Sultan Melikşah devrinde Bağdat ikliminde zemin bulan bu romanda Türk tarihinin büyük isimleri Türk seciyesinin abidevi birer şahidi olarak kendilerine yer buluyor. Melikşah, Nizamülmülk, Alp Arslan, Kaşgarlı Mahmud…
Berzem, Isfahan-Bağdat çekişmesinin gölgesinde Türk’ün adalet hassasiyetini abartısız biçimde gözler önüne seriyor. Türklerin hakimiyetindeki Halife’nin Türk gulâmlarını, yani bir yerde varlığını borçlu olduğu Selçuklu askerlerini sarayından sürmesi, Sultan Melikşah’ın adaleti sağlamak için askerî seferini erteleyerek Bağdat’a doğru yola çıkmasına neden olur.
Bağdat’ta işleri yoluna koyduktan Isfahan’a dönmek üzere hareket etmişken bu sefer de gulâmların, babası Sultan Alp Arslan’ın kadim hizmetkârlarından Ferraş Câmi’nin oğlunu öldürdüklerini öğrenir. Bunun üzerine Bağdat’tan ayrılmaz ve adaletin sağlanması için çabalar. Zira Câmi, Sultan Alp Arslan’ın Berzem gününün en vefalı ve sadık adamıdır. Sultan Alp Arslan’ın Uhud’u sayılabilecek Berzem gününde ona sadık, kaç adam kalmıştı?
Berzem, tarihî olayların ışığında Melikşah’ın kararlılığından, Nizamülmülk’ün sağduyusundan, Gevherâyin’in cesaretinden, Kaşgarlı Mahmud mağrurluğundan, Türk töresinden örnekler verirken okurlarını şimdilerde kurmaca görünecek ancak aslında tarihi hakikatlerin tam ortasına götürüyor.
Bu romanda gerçek olayları okuyacak, gerçek insanlarla tanışacaksınız… Gerçek mekânlarda dolaşacak, gerçek hayaller kuracaksınız...
Tarihin romana değil, romanın tarihe malzeme olduğu “gerçek” bir tarihî roman...
(Tanıtım Bülteninden)