Bir kadın, herkes için kendini feda edebilir miydi? Bir adam, kendini feda eden kadının canını acımasızca yakabilir miydi? Sevenler, sevdaları uğruna ailelerini ezip onlara sırtlarını dönebilir miydi?
Kadın, kendini feda etti. Adam, kadının canını yakmaya ant içti.
Sevenler, sevdası uğruna herkesi hiçe saydı. Sonrası mı?
Muazzam bir felaket! Berdel fırtınası iki aile arasında koptu, düşmanlığın kuyusunu daha derin kazdı.
Urfa toprakları bir kere daha ölesiye nefrete şahit oldu. Bir kere daha acıyla sınandı. Bir kere daha iç savaşı gördü. Bir kere daha hüznü ağırladı. Bir kere daha sevgiyle bağrına bastı kendine sığınanları…
BERDEL 2
Sonunu görmediği yolu yürümekten hep korkan bir adamdı Rezan Şahmaran. Hayal kırıklıklarına uğramaktan hoşlanmayan, insanlara çok sevmediği müddetçe bağlanmayan, sevgisini heba etmeyen bir adamdı.
Zorlu yolların sonunda hayatına bir kadın girdi. Önünü arkasını düşünmeyi, olanların sonucunu ölçüp biçmeyi unutturdu ve korkusuzca sona gidebileceğini öğretti o kadın. Hesapsız kitapsız yürümenin güzel tarafını bu kadın sayesinde öğrendi. İstemediği, sevmediğini defalarca kez yüzüne vurduğu kadını bir felaketin sonunda kaybetti.
Kaybetmekten korkan bir âşık olacağı aklının ucundan geçmezdi. Nitekim Rezan Şahmaran’ın kalbi sevdanın yakıcı ateşine yandı. Yandı ve kaybetmekten ölesiye korktu. Bir zamanlar sevmediği kadına, korkusunu pervasızca haykırdı:
Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım.
Ve ekler: Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım.
Yemin ederim seni benden önce alacak diye çok sevmekten korkuyorum!
(Tanıtım Bülteninden)