Günümüzde anne ve babaların en önemli sorunlarından biri, çocuklarının eğitiminde karşılaştıkları zorluklardır. Hayatın bir izdüşümü, bir simülasyonu olarak düşünülen satranç sporunun çocuk eğitiminde olumlu ve kalıcı etkileri olduğu yaygın kabul görmüştür. Dünya eski satranç şampiyonlarından Alekhin, "Ben satranç sayesinde kendimi eğittim" diyerek, bunun önemini vurgulamıştır.
Konstantrasyon için önce motivasyon
Çocuklarımızın bir konu üzerinde konsantre olamamaları, en fazla şikayet ettiğimiz sorunlardan biridir. Sanılanın aksine, çocukların dikkatlerini bir konu üzerinde toplamasıyla konsantrasyon artmaz. Konsantrasyonu sağlayan en önemli unsur, motivasyondur. Çocuk gerçekten sevdiği, istediği şeylere karşı konsantre olur. Satranç, bir oyun havası içinde, çocuğu zorlamadan, kendi arzusuyla düşüncesini bir konu üzerinde yoğunlaştırmasını sağlar. Satranç sayesinde konsantre olmayı öğrenen çocukların, daha sonra derslerine ve diğer könulara konsantre olmaları daha kolay olur. Satranç oynayan çocuklarda dikkat dağılması sorununun önemli ölçüde azaldığı zamanla görülecektir.
Satranç, sorumluluk duygusunu aşılar.
Çocuklarımızda sahip olmalarını arzuladığımız bir özellik de, daha mantıklı düşünce ve davranışlarda bulunmalarıdır. Onlara iyiyi kötüyü, neleri yapıp neleri yapmamaları gerektiğini didaktik bir anlayış içinde öğretmeye çalışmamızın, pek yarar sağlamadığı gibi, itici de geldiği bir gerçektir. Oysa satranç, oyun içinde yapılacak bir hamlenin oyunu nasıl şekillendireceğini, oluşan yeni durumun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini bir neden-sonuç ilişkisi içinde ortaya koyar. Bunun sonucunda çocuk, günlük hayatta yapacağın davranışların, satrançta olduğu gibi bazı sonuçları olabileceği gerçeğini kavrar. Satranç onları çevrelerine karşı daha sorumlu olmaya yöneltir.
Satranç bizlere, oyunda olduğu gibi, yaşamda da kısa ve uzun vadeli hedefler olması gerektiğini, amacı olmayan oyunun da, yaşamın da birşey ifade etmeyeceğini anlatır. Hedefe ulaşmak için bir plan yapılması, bu plan doğrultusunda eldeki olanakların en akılcı, en ekonomik biçimde kulanılmasını öğretir. Hedefe ulaşan yolda, başa gelebilecek tüm olumsuzluklara karşı tedbirli olmayı, ayrıntılar hesaplansa bile yapılan tüm hamlelerin asıl amaca hizmet etmesi gerektiğini ortaya koyar.
Öngörü ve analizde fotografik bellek
Satranç oyununda oluşacak pek çok konum, önce zihinde canlanır. Zihinde beliren bu konumlardan hangisinin daha iyi olacağına karar verildikten sonra bunu tahta üzerinde gerçekleştirmeye yönelik hamleler yapılır. Çocukların gerçekleştirmek istediklerini önceden zihinlerinde yaşatmaları, onlarda yaratıcı düşüncenin filizlenmesine zemin hazırladığı gibi, düşündüklerinin gerçekleştiğini görmek de kendilerine olan güvenini arttırır.
Bir satranç oyuncusunun, oynadığı oyunu, üzerinden bir süre geçmiş olsa bile, hiçbir yere bakmadan tahta üzerinde yeniden oynayabildiği, satranç oyuncularının sık sık şahit oldukları bir olaydır. Bu, yeni başlayan oyuncularda görülmeyen, oyun pratiğinin ilerlemesine paralel olarak gelişen bir özelliktir. Bilindiği gibi hafızanın pek çok dalı vardır. Satranç özellikle fotografik (konumsal) hafıza üzerine etkilidir. Oyuncunun onlarca hamleyi sırasıyla aklında tutabilmesi, gelişmiş bir hafızanın sonucudur. Gelişmiş bir hafızanın, sadece satranç oyunu ile sınırlı kalmayıp diğer alanlarda da etkisini göstereceğini söylemek mümkündür. Hafızayı artıran temel unsur, belleği zorlamaktır. Satranç, hafızayı sürekli zinde tutarak unutma problemini önemli ölçüde azaltır.
Sayfa Sayısı: 176
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları