Küreselleşme; çeyrek yüzyılı aşkın süredir en çok tartışılan kavramlar arasında. İktisadi, siyasi, toplumsal, kültürel, bilimsel ölçekte sürekli gündemde. Kimileri onu “emperyalizmin yeni adı” olarak tanımlıyorlar, kimileri ise onun yeni bir süreç olmadığını, Roma İmparatorluğu’ndan bu yana insanlığın “küreselleşmekte” olduğunu ifade ediyorlar. Küreselleşme tartışmalarıyla birlikte en çok öne çıkan konuların başında da “ulus devlet” ve “ulusalcılık” geliyor. Küreselleşmenin ulus devleti aşındıran, ulusal kimliği parçalayan, alt kimlikleri öne çıkaran içeriği ve sınıf bilinci yerine etnik-dinsel-mezhepsel aidiyetleri “özgürlük”, “demokrasi”, “insan hakları” adına pazarlaması küreselleşme-ulusalcılık gerilimini besliyor. Aydınlık Hareketi ise Türkiye’de küreselleşme ve ulus devlet tartışmalarına hem ideolojik olarak kapsamlı çözümlemeler ve net itirazlarıyla öne çıkan, hem de siyasal olarak bu ikilemden etkilenen bir hareket olarak dikkat çekiyor. Sosyolog Tolga Gürakar bu çalışmasında küreselleşme- ulusalcılık arasındaki ilişki ve karşıtlığı, Aydınlık Hareketi üzerinden yola çıkarak inceliyor. Ulusalcılığın tarihsel köklerine doğru “arkeolojik” bir kazıya soyunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.