Büyük şehirlerimizin çoğunda görürüz onları.
n
Çoğu zaman yağmurlarda, karda arabaların camlarını silerek ekmek parası bulmaya çalışırlar.
n
Kimi zaman köşe başlarında mendil satarlar.
n
Gören kim olsa, acıyarak bakar yüzlerine. Çoğu dokunamaz bile.
n
Üstü başı yırtıktır, kirlidir yüzü, elleri.
n
Herkes sıcak arabalarından inip, sıcak evlerine gitmişken, onlar yaktığı ateşin etrafında toplanıp alabildikleri kuru ekmekler yerken, yırtık kazaklarından bedenlerine ok gibi işleyen soğuklarda üşümemeye direnirler.
n
Sümükleri akar, iki sözünden birinde öksürür.
n
Bir şey sorduğunuzda korkar konuşmaya. Yanına gittiğinizde, her an kaçmaya hazır, ürkek bakar yüzünüze.
n
İşte bu kitap o çocukların hayatını anlatıyor.
n
Çoğunlukla görmemezlikten geldiğimiz, gördüğümüzde belki de hor gördüğümüz o sokak çocukları.
n
Yaşadıklarından çok onların, yeniden hayata dönüşlerini anlatmaya çalıştım.
n
Yaşama dönüş için bir şansları olduğunda, nasıl da sımsıkı sarıldıklarını ve başardıklarını.
n
Gerçek yaşamlarından esinlenerek yazmış olduğum bu kitapta, ‘aslında böyle de olabilir’ diyebileceğimiz çok hikâye var.
n
Bir solukta okuyacağınız, birçok hayat hikâyesi…
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n