1961 Anayasası döneminde bazı kanunların iptali istemiyle onlarca kez AYM'ye gidilmesinin tepki ile karşılandığını;AYM Başkanvekili'nin "ölçülü süre" denetim yasağı önerdiğini, 3 ay sonra AYM Başkanı olup denetimin önemini vurguladığını;1982 Anayasası'nı yazan Kurucu Meclis'te "görece ölçülü" denebilecek 3 yıl ile başlayan önerinin, 5 ve 10 yıla çıkarıldığını;Bir üye "3 yıl münasip gördük; ama 5 yıl emrederseniz, elbette olur" derken; birinin "yeniden dava açmanın da anlamı nedir, anlayamadım", diğerinin "kanun havanın tesiriyle bozulur mu?" gibi masumane/ironik sorular sorduğunu;Yasak hakkında son sözü 5 generalin söylediğini, Evren'in "Kabul edenler... Etmeyenler.. Kabul edilmiştir" diyerek oyladığını;Anayasa'nın referandumda % 91,87 ile kabul edildiğini, yanında "bonus" olarak Evren'in 7 yıl için Cumhurbaşkanı olduğunu;AYM'nin bazen 5-6 yıl sonra karar verdiğini, bazen -kadının soyadı kararında olduğu gibi- yayımını 4 yıl 2 ay geciktirdiğini;On yıllık süre karar tarihinde değil yayım tarihinde başladığı için, işbu "geç yayım"ların yasağın süresini de facto uzattığını;Ancak AYM'nin, "yayımlanmadan da beni bağlar" diyerek, aynı kanun hakkındaki başvuruları reddettiğini;Makul sürelerde karar ver(e)meyen AYM'nin, buna karşın "makul süre" açısından norm denetimi ve hak ihlali denetimi yaptığını;AYM kuruluş yıldönümlerinde tek eleştirinin, aynı zamanda tek kadın Başkan olan Tülay Tuğcu'dan geldiğini;Bazı AYM üyelerinin, "Anayasa ve yasayı aynı kişi yaparsa aykırılık oluşmaz" biçiminde ölçütler geliştirdiğini; vs.biliyor muydunuz? diye sormayacağım. Çünkü ben de, elinizde tuttuğunuz bu kitabı yazarken öğrendim
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.