Rasul-i Asfiya, Habib-i Kibriya, Sevgili Peygamberim, Efendim...
Seni anlatmaya kelimeler yeter mi?
"Bağışlanmış ama af dileyen, ağlayan ama sessiz, kanaatkâr ama çalışkan, hatalı ama kusursuz, birisi ama baştacı" desek yeter mi?
"Güçlü ama merhametli, dertli ama mutlu, meşgul ama vefalı, çileli ama sabırlı, yaralı ama doktor" deyiversek kelimeler bize küser mi?
Darda ama bölüşen, zorda ama yetişen olduğunu söylemeye kelimeler kifayet eder mi?
Yüzünde tebessüm, sözünde nezaket, davranışlarında zarafet, görüşünde isabet, bakışında feraset, gönlünde merhamet, lisanında letafet, dilinde hakikat...
Adı güzel kendi güzel Peygamberim....
Seni anlatmaya kelimeler yetmez! Çünkü Sen, hayatını çok yüce bir ahlâk üzerine kurdun. Yüce Allah'ın, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” fermanını hayat düsturu kabul ettin, Allah'tan başka hiçbir gücün karşısında eğilmedin!
(Tanıtım Bülteninden)