Gördüm ön safta oturmuş nefer esvablı biri,
n
Dinliyor vecd ile tekrar alınan tekbiri.
n
Ne kadar sâf idi siması bu mümin neferin!
n
Kimdi? Bânisi mi, mimârı mı, ulvî eserin.
n
Tâ Malazgird Ovası’ndan yürüyen Türkoğlu,
n
Bu nefer miydi? derin gözleri yaşlarla dolu.
n
Yüzü dünyâda yiğit yüzlerinin en güzeli,
n
Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli.
n
Hem büyük yurdu kuran, hem koruyan kudretimiz,
n
Her zaman varlığımız hem kanımız hem etimiz.
n
n
Süleymaniye’de Bayram Sabahı başlığıyla tanınmış şiirinin yukarıdaki dizelerinde usta kalem Yahya Kemal Beyatlı, Malazgird Ovası’ndan yürüyen Türkoğlu’nun yani Mehmetçiğin şahsında "an ile maziyi” birleştirmiş, onu Türk tarihinin ve Türk Milleti’nin sembolü yapmıştır. Malazgirt’i ise Anadolu’da başlayan Türk tarihinin çıkış noktası olarak ele almıştır. Malazgirt Muharebesi ve onun kahramanı Alp Arslan, manevî kuvvetin maddî kuvvete galebesini, Türk’ün inandığı değerlerin üstünlüğünü ifade eder. Malazgirt Muharebesi, Türk tarihinde yeni bir devrin başlangıcıdır. Malazgirt Zaferi’nden sonra Türklük; yeni bir vatanda, yeni tarihî şartlar altında, yeni bir hüviyet kazanır.
n
Merhum Ziya Gökalp için ise Alp Arslan, ezelî ve ebedî Türk ruhunun sayısız tecellilerinden biridir. Bu bağlamda başlangıç, coğrafyada değil, efsanededir ve maddede değil, ruhtadır.” Elinizdeki bu kitap, işte böylesine yüksek bir heyecanı göğüslerinde taşıyan, Sultan Alp Arslan’ın vatan olarak miras bıraktığı Anadolu’nun aşkını yüreklerinde besleyen ilmî bir heyet tarafından Alp Arslan’ın Kutlu Zaferinin 950. Yılı Anısına kaleme alınmıştır…
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n