Meydana gelmiş bir şeyi geri döndüremezsiniz; yüksek sesle söylenmiş bir sözü geri alamazsınız.
n
Hepimiz bu noktaya tek başıma gelmediğimi biliyoruz.
n
Peki ama beni özleyecek misiniz?
n
Daha da önemlisi; ben sizi özleyecek miyim?
n
On dokuz dakikada ön bahçenizdeki otları biçebilir, saçınızı boyayabilir, börek pişirebilir, beş kişilik bir ailenin çamaşırlarını katlayabilirsiniz.
n
On dokuz dakika, reklamlar hariç standart bir komedi dizisinin süresidir.
n
On dokuz dakikada verdiğiniz pizza siparişini teslim alabilirsiniz.
n
Çocuğunuza masal okuyabilir ya da motor yağınızı değiştirtebilirsiniz.
n
On dokuz dakikada dünyayı durdurabilir ya da durmasını beklemeden atlayabilirsiniz.
n
On dokuz dakikada en büyük intikamı alabilirsiniz.
n
n
Peter yıllarca sınıf arkadaşlarından zorbalık gördü.
n
Defalarca sınırda olduğunun mesajını verdi, sessizliği yardım çığlığıydı.
n
Sonunda on dokuz dakikalık cehennemin baş kahramanı oldu.
n
Sahi, sevgi dolu, harika bir genç bu noktaya nasıl geldi?
n
n
Empati kraliçesi Jodi Picoult’tan zamansız bir roman. Bugünün ve geleceğin izindeki tüm okurlar için.
n
“Meydan okuyor, sınırları zorluyor. Müthiş bir romanla karşı karşıyayız.”
n
The Sun
n
n
“Picoult tezatları bir araya getiriyor, şüphe ve gerilim dozunu yükseltiyor, göz alıcı bir finalle son vuruşu yapıyor. Nefis bir roman, güncel ve çok katmanlı.”
n
The Times
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n