“Söylesene kimsin sen?”
“Bugün de adımı sen koy.”
“Rüzgar olsun.”
“Neden Rüzgar? Bütün sıkıntılarımı üzüntülerimle birlikte alıp götürsün diye mi? Öyleyse senin de adın Deniz olsun bugün, yüksek sesle söyleyemediğin her şey bir dalganın içine karışıp kıyıya vursun artık diye.”
Zamanın hançeri boğazlarına dayanmış haldeydi.
Köstekli saat onlar için geri sayıma çoktan başlamıştı.
Kız hayat doluydu sayılı günlerine rağmen.
Adam ise yaşama dair umudunu kaybetmişti uzun zaman önce.
Zamanın içine sığamadılar.
Adamın hatırlayamadığı geçmişi, kızın hayalini dahi kuramayacağı geleceği ile bir köprüde buluştu.
Karşı karşıya geldiler.
Kendi zincirlerini keşfederlerken, bir kurtuluş anahtarı arayışı içinde birbirlerinde kayboldular.
Ölüme çeyrek kala, her gün yeni bir isim alarak azrail’e kafa tutan pembe balyozlu bir kızın, sonsuzluğu romantik, buruk, eğlenceli keşfine tanık olmaya var mısınız?
“Size ikimizin de asla gidemeyeceği o yerden yazıyorum bayım. Sizi sevmek beni iyileştirdi.”
(Tanıtım Bülteninden)
Editör: Şeyma Göze
Kapak Tasarım :Ebru Aydın